F. Levent Şensever
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve süren savaş, yol açtığı büyük insani trajedilerin yanı sıra ekosistem ve biyoçeşitliliğe de büyük darbe vuruyor. Aslında doğa, askeri çatışmalar ve savaşlardan en fazla zarar gören yapıtaşlarından biri. Dünyada ordular, iklim değişikliğine yol açan sera gazlarını en fazla salan unsurların başında gelirken, bir yandan da sıcak savaşlar, gerçekleştiği topraklardaki ekosistemler ve biyoçeşitlilik üzerinde büyük tahribatlara yol açıyor. Ukrayna’daki savaşa ilişkin bu boyut pek gündeme gelmese de geçtiğimiz günlerde uluslararası medyada paylaşılan haberler bu gerçekliği yansıtır nitelikteydi.
Bu yıl Ukrayna’da savaş bölgelerindeki tatlı suların birçoğunun mayınlanmış olması ve savaştan kaynaklı olarak sulak arazileri besleyen akarsu yollarının tıkanmasının, her yıl beslenmek üzere bölgeye göç eden balıkçıl kuşların üremesine büyük bir darbe vurması bekleniyor. Bölgedeki doğa aktivistleri, özellikle Dalmaçya pelikanlarının göç ettiği ve yuva kurduğu sulak arazilere isabet etmiş en az 200 bomba tespit ettiklerini ve eskiden 1000-1500 civarında beyaz pelikanın mevsimsel göçlerle yuva kurduğu bölgede bu yıl sadece 300 pelikanın bulunduğunu belirtiyor.
Öte yandan son dönemde Karadeniz bölgesinde Ukrayna’nın yanı sıra Türkiye ve Bulgaristan gibi ülkelerin kıyılarında, patlamalardan kaynaklı yanıklar ve çeşitli yaralar tespit edilen çok sayıda yunusun ölü olarak kıyıya vurduğu gözlemleniyor. Savaş öncesi gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırma, Karadeniz’de yaşayan yunus popülasyonunun 253 bin civarında olduğunu ortaya koymuştu. Ukrayna’daki Tuzly Lagonu Ulusal Doğal Park Araştırma Başkanı Ivan Rusev, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiği 2022 yılının şubat ayından bu yana hayatını kaybeden yunus sayısının 5 binden fazla olduğunu belirtiyor.
Araştırmacılar kitlesel yunus ölümlerinin çoğunun, Rus askeri gemilerinin elektronik harp yöntemi olarak sonar kullanmasının yunusların sonik yön bulma algılarında sorun yaratması ve gürültü kirliliğinden kaynaklı olabileceğine işaret ediyor.
Editörün Notu: F. Levent Şensever tarafından yazılan bu makale, ilk olarak 12 Aralık 2023 tarihinde Marksist.org sitesinde yayımlandı.