Notice: _load_textdomain_just_in_time işlevi yanlış çağrıldı. Translation loading for the customify domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Ayrıntılı bilgi almak için lütfen WordPress hata ayıklama bölümüne bakın. (Bu ileti 6.7.0 sürümünde eklendi.) in /var/www/vhosts/levent-sensever.org.tr/httpdocs/wp-includes/functions.php on line 6114
Çin devletinin gerçek yüzü – » Başka Bir Politika Mümkün!
Menü Kapat

Çin devletinin gerçek yüzü

Editörün Notu: F. Levent Şensever tarafından kaleme alınan, Enternasyonal Sosyalizm dergisi tarafından 2022 yılının ağustos ayında yayımlanan 85 sayfalık bu kitabı, aşağıdaki giriş yazısının sonundaki linkten PDF formatında ücretsiz indirebilirsiniz.


Günümüzde çeşitli ülkelerin oluşturduğu ittifaklar arasında, küresel egemenliği ele geçirmek üzere acımasız bir rekabet söz konusu ve bu mücadelede üstünlük için askeri seçenekler ve insanlığa karşı işlenen suçlar da dahil, her türlü girişim meşru görülüyor.

Küresel hegemonya mücadelesinde ABD’nin en büyük rakibi konumundaki Çin’in egemen sınıfı, iktidarını korumak üzere emekçiler, azınlıklar ve muhaliflere yönelik gerçekleştirdiği zulümleriyle eli kanlı bir diktatörlük. ‘Kültür Devrimi’ sırasında milyonlarca insanın açlığa ve sefalete mahkum edilmesi, kadınları kürtaja zorlayan kanlı “tek çocuk” politikası, Tiananmen katliamı, Tibet’in kanlı işgali, Doğu Türkistan’da (Sincan) Uygurlara yönelik etnik temizlik ve Hong Kong’da gerçekleşen demokrasi ve insan haklarını ihlalleri… Çin Halk Cumhuriyeti’nin milyonlarca insana karşı işlediği suçlardan sadece birkaçı.

Bu eli kanlı iki güç, günümüzde uzun süreli küresel bir hegemonya mücadelesine girişmiş durumdalar. Birçok uzman bu durumu yeni bir ‘Soğuk Savaş’ dönemi olarak tanımlıyor. Söz konusu hegemonya mücadelesi sert bir ekonomik rekabetin yanı sıra, ciddi bir silahlanma yarışı ve askeri harcamalarda muazzam bir artışı da beraberinde getiriyor.

Bu kapışmada Çin’in eli her geçen gün daha güçleniyor. Çin ekonomisi, Dünya Ticaret Örgütüne katıldığı 2001 yılından bu yana yaklaşık yüzde 1200’den fazla bir oranda büyüme kaydederken, 2010 yılında Japonya’yı geçti ve 2021 yılı itibariyle 17,7 trilyon dolar düzeyindeki gayri safi yurtiçi hasılasıyla (dünya toplam GSYH’nin yaklaşık yüzde 18,3’ü) ABD’nin ardından dünyanın en büyük ikinci ekonomisi konumuna geldi. İthal mallar bakımından dünyanın ikinci ve dışsatım bakımından birinci konumunda olan ülke, dünya toplam otomotiv ve ticari gemi üretiminde üçte birlik, mobil telefonlarda yüzde 40’lık, televizyonlarda yüzde 70’lik ve ticari gemi konteynerlerinde yüzde 96’lık bir paya sahip. Bir rapora göre, Çin’in 2030 yılında ABD ekonomisini yakalaması öngörülüyor. 2020 fiyatları üzerinden yapılan hesaplamaya göre, ABD’nin ulusal geliri 2030 yılı itibariyle 29,26 trilyon dolar olurken, Çin’in ulusal gelirinin 29,67 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

Çin’in dünya sahnesindeki yükselişi, Çinli liderlerin küresel vizyonuna da yansıyor. 2012 yılında liderliğe yükselen Komünist Partisi Genel Sekreteri ve Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Xi Jinping’in vizyonuna göre, birleşik ve eski gücüne kavuşacak olan Çin ABD’yle boy ölçüşebilecek ve hatta onu geçecek bir güce erişecek. Çin, günümüzde kendi bölgesinde şimdiden ezici bir üstünlüğü ele geçirmiş ve Doğu Çin Denizi ile Güney Çin Denizi’nde komşularıyla tartışmalı alanlardaki hakimiyetini pekiştirmiş durumda. Çin’in son yıllardaki yükselişi sadece bölgesel kazanımlarla sınırlı değil; tıpkı 20’nci yüzyılın başında Batılı emperyalist ülkelerin küresel hegemonyalarını pekiştirmelerine benzer bir şekilde, dünyanın dört bir köşesindeki demiryolları ve limanlar gibi altyapı yatırımları ve sağladığı krediler sayesinde küresel bir nüfuz da edinmiş durumda.

Çin’in küresel liderliğe yükselmeye yönelik bu agresif çabası, Xi’nin, başta ABD olmak üzere, Batılı emperyalist devletlerin ulusal sermayelerinin çıkarlarını ve hakimiyetini dayatan politikaların ve bu politikaları pekiştiren NATO, IMF, Dünya Ticaret Örgütü ve benzeri uluslararası kurumlar, normlar ve değerlerin yerine, Çin Komünist Partisi’nin tüm siyaset alanı, sermaye birikim süreçleri ve toplumsal ilişkileri kontrolü altında tutan farklı bir güç ekseni oluşturma vizyonuyla ilgili.

Bu kitap, Çin konusunda bir yandan yukarıda değinilen başlıklara ilişkin derinlemesine analizlerde bulunurken, ülkenin ekonomisi, siyasi yapısı ve toplumsal sorunlarına ilişkin kamuoyunda az bilinen önemli birçok yönünü ele alarak, konuyla ilgili tartışmalara farklı bir perspektifle yaklaşıyor.


» Kitabı PDF formatında ücretsiz olarak indirmek için resmin üzerine tıklayın.